Esenler Belediyesi, ülkemizde üç büyük şehirde yaşanan kentsel sorunların zirve yaptığı bir dönemde ‘Esenlik Sempozyumu’na ev sahipliği yaptı. ‘Şehirde İyilik’ temasıyla, şehir ve çevre olgularının bütüncül bir yaklaşımla ele alındığı sempozyumun açılışı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş’ın teşrifleriyle gerçekleşti.
İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere bazı kentlerimizde yaşanan yerel yönetim krizlerinin artarak devam ettiği bugünlerde Esenler Belediyesi, Yıldız Teknik Üniversitesi iş birliği ile ‘Esenlik Sempozyumu’na ev sahipliği yaptı. ‘Şehirde İyilik’ temasıyla Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kongre Merkezi’nde gerçekleşen sempozyumun açılış programına; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. Şükrü Karatepe, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik, Prof. Dr. Sadettin Ökten Şehir Düşünce Merkezi Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mazhar Bağlı, akademisyenler, üniversite öğrencileri ve şehirciliğe ilgi duyan çok sayıda vatandaş katıldı.
SAĞLIKLI AİLELER ‘AİLE DOSTU ŞEHRİ’ OLUŞTURUR
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, programda yaptığı konuşmada sağlıklı ailelerin, aile dostu bir şehrin temelini oluşturduğunu ifade ederek aile dostu şehri, ‘Kadını, çocuğu, genci, yaşlısıyla tüm bireylerin ihtiyaçlarını gözeterek yüksek bir yaşam kalitesi sunan şehirler’ olarak tanımladı. Göktaş, aile dostu şehirlerin önemine değinerek “Bakanlık olarak, tüm sosyal politikalarımızı, böylesi güçlü bir zeminde, insan odaklı bir yaklaşımla hayata geçiriyoruz. “Güçlü Aile, Güçlü Toplum, Güçlü Türkiye” diyerek, 85 milyonluk büyük Türkiye ailesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
Göktaş, sözlerine şöyle devam tamamladı:
“Konuşmamı, Farabi’nin bir sözüyle bitirmek istiyorum; ‘Mutluluk, bir şehrin huzuru ve düzenindedir’ Bu anlayış doğrultusunda huzurlu, güvenli ve güçlü bir toplum inşa etmek için hepimize büyük görevler düşüyor.”
EN BÜYÜK SORUNUMUZ ‘FİKİRSİZLİK’
Cumhurbaşkanlığı Yerel Yönetim Politikaları Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. Şükrü Karatepe ise yaptığı konuşmada modernleşme ve kentleşme arasındaki ilişkiyi ele aldı. Belediye başkanlığı yaptığı dönemde en büyük şikâyetinin ‘fikirsizlik’ olduğunu söyleyen Prof. Dr. Karatepe, “7 yıldır şehirlerle ilgili Cumhurbaşkanımıza bilgi veriyorum. Binlerce belediye başkanımız olmuş. Bunlar arasında hatırasını yazan bir elin parmakları kadar yok. Başkanımız Tevfik Göksu’nun özelliği bu işte. Şehir farklı bir şey. Biz bunu Esenler’de görüyoruz. Esenler ile iftihar ediyorum. ‘Şehir nedir? Şehir nasıl olmalıdır? Şehrin sorunları nelerdir?’ bunları akademik ortamlarda tartışıyorlar ve güzel yayınlar yapıyorlar. Bunun çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Fikir ve şehir düşüncesini ortaya çıkarmak birinci önemli ihtiyacımız. Esenler bunu yapıyor” ifadelerini kullandı.
ŞEHRİN RUHUNDA İYİLİK VAR
Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu ise açılışta yaptığı konuşmada bir insanın yeryüzünde üstlenmesi gereken sorumluluğun iyilik olduğunu söyledi. Göksu, şehrin ruhunda iyilik olduğunu kaydederek, “Biz bu şehrin ruhundaki iyiliği her bir insanın ruhuna üfleyebilecek iyilik kanallarını inşa etmek ve bu kanalları açmakla yükümlüyüz. Çünkü biz ne kadar iyilik kanallarını açabilirsek yaşadığımız toplum o kadar güzel ve güvenli olacaktır. İşte biz bu sempozyumda olduğu gibi çoğu çalışmamızda iyilik kavramını öne çıkarmaya çalışıyoruz” dedi.
ŞEHİR ÇARESİZLİĞİ DAYATMAMALIDIR
Göksu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Modernleşme ve yaşam kalitemizin artmasıyla birlikte biz de bununla yüzleşmeye başladık. Böylece biz de birtakım insani krizleri görmeye başladık. Hepimiz bu krizlerin karşısında iyilik inşa etmeliyiz. Bunun için şehirleri iki perspektiften ele alabiliriz. Birisi çıkar şehirlerde iyiliği inşa etmeye gayret eder, birisi de bizi bu şehirlerde çaresizliğe mahkûm eder. Şehir dediğimizde aklımıza gelen güvenlik, huzur, iyilik ve zenginliktir. Bizim şehirlerimiz çaresizliğe mahkûm edilen ve çaresizliğin dayatıldığı değil insani hasletlerin inşa edildiği mekânlardır. Bunun için bizim siyaset felsefemizde de var olan şey insanın cevheri iyilik üzerinedir. Fıtratı iyilik üzerinedir. Yapmamız gereken insanın üzerindeki toz bulutunu kaldırmak ve onun iyiliğini ortaya çıkartmaktır.”
ŞEHİRLERİN RUHU OLDUĞUNA İNANIYORUZ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan da şehrin sadece yapılardan ibaret olmadığını söyleyerek “Biz hem kültürümüz hem medeniyetimiz hem de inancımız gereği şehirlerin ruhu olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla ruhu olan şehirlerden bahsedeceksek eğer ruhsal bir iyilikten de bahsetmeliyiz. Burada en öne çıkan kavram aidiyet kavramıdır. Yani şehirle bir bağımız olmalı. Anılarımızı, hatıralarımızı, yaşanmışlıklarımızı kimi zaman çocukluğumuzu, ailemizi, arkadaşlarımızı bize hatırlatmalı. Ayrıca bize gelecek için de umut olmalı. İnsanın sadece beş duyusuyla kavrayabileceği değil kalbiyle bağ kuracağı mekân olmalı şehir. Bu yüksek bir ölçüdür. Bu hassasiyete ulaşmamız içi önce temel sorunları çözmemiz gerekir. Sokaklarda kanalizasyonların aktığı, nefes alınamayan, hava kirliliğin doruk noktaya ulaştığı, imkânların yetersiz kaldığı bir şehirde kalben bağ kurmaktan bahsedebilir miyiz? Ne yazık ki 22 sene önce devraldığımız şehirler bu durumdaydı” ifadelerini kullandı.
ŞEHİR VE ÜNİVERSİTE ANLAM ARAYIŞININ İKİ TEMEL DURAĞIDIR
Sempozyumun açılışında konuşmalarını gerçekleştiren Prof. Dr. Sadettin Ökten Şehir Düşünce Merkezi Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı, merkezin yaptığı çalışmalarla ilgili katılımcılara bilgi verdi. Merkezin Türkiye’de örneği bulunmayan müstesna bir kurum olduğunu da sözlerine ekleyen Bağlı, 2012 yılından bu yana pek çok yayını bilim dünyasına kazandırdıklarını kaydetti.
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik ise yaptığı konuşmada, “Şehir planlama, sosyal politikalar, kültür ve sanat etkinlikleri ve çevre yönetimi gibi alanlarda üniversitelerin rehberliği toplumsal adaletin tesis edilmesine katkıda bulunmaktadır. Üniversiteler teknoloji üretmekle yerel yönetimler ise bu teknolojiyi hayata geçirmekle insanların faydasına sunmakla yükümlüdür. Özetle şehir ve üniversite insanın anlam arayışının iki temel durağıdır.”
Program sonunda Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’a Hoca Ahmet Yesevi’nin ‘Fakrname’ adlı eserinin minyatür sanatıyla buluştuğu bir tablo takdim etti. Protokol üyelerine yapılan hediye takdimlerinin ardından program, çekilen hatıra fotoğrafıyla son buldu.
OTURUMLAR YARIN DA DEVAM EDECEK
10 oturumdan oluşan sempozyumda iki gün boyunca ‘Kentsel Yaşam Kalitesi’, ‘Kentte Kültür ve Sanatın İyileştirici Gücü’, ‘Kentsel İyilik Hali İçin Kuşaklar Arası Etkileşim ve Yaş Dostu Topluluklar’, ‘Kentsel İyilik Hali İçin Aile’, ‘Kentsel Dönüşümün Yaşam Kalitesini İyileştirici Yönü’, ‘Kentsel Sosyal Hizmetlerin İyileştirici Gücü’, ‘Kentte Sağlık ve Psikolojik Dayanıklılık’, ‘Kentsel Kamusal Mekânların Aktif Kullanımı’ ve ‘Kentsel İyilik Hali İçin Katılım ve Karar Mekanizmaları’ başlıklarında alanında uzman akademisyenler ve uygulayıcılar konuşmalarını gerçekleştirecek.