Saadet Partisi Eski Genel Başkan Yardımcısı Tongüç: Kılıçdaroğlu’nu desteklememiz düşünülemez

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun adaylığı, Yedili koalisyonun ortaklarından Saadet Partisi’ni böldü. Saadet Partisi eski Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç, “Millî Görüşçü kardeşlerime sesleniyorum. Parti Genel Merkez yönetiminde artık çözüm kalmamıştır. Bu iş, tabanı oluşturan samimi, gayretli, cefakâr, çileli Millî Görüşçü kardeşlerimizin omuzlarındadır. Şu an da partinin girdiği ittifakın hareketimize, partiye ve millete fayda getirmeyeceği açıktır. Ne olacağını istişare etmeden bir oldubittiye getirilip dayatılan ittifakı ve çıkardığı cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu şartlarda desteklememiz düşünülemez” ifadelerini kullandı.
Saadet Partisi Eski Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç
HDP destekli Yedili koalisyonla seçimlere giden Millet İttifakı’nda yaşanan krizler giderek alevleniyor. Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ve HDP’nin ortaklığı Saadet Partisi’ndeki çatlağı giderek derinleştiriyor.Saadet Partisi eski Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç, Yedili Masa, Kemal Kılıçdaroğlu ve Saadet Partisi’ne yönelik çok sert bir açıklamada bulundu.

İlyas Tongüç yaptığı açıklamada; “Bizler Millî Görüşçüler olarak, “önce ahlâk ve maneviyat” bayrağını açarak yola çıkmış, Allah’ın rızasını kazanmak, sonra aziz milletimize hizmet etmek, iyi, faydalı,adil olanı hâkim kılma çalışmalarını yürütmek üzere cehd-ü gayret ile çalışan bir topluluğuz. Erbakan Hoca’mız, tek hedefimizin sadece içimizden cumhurbaşkanı, milletvekili, belediye başkanı çıkarmak gayemizin olmadığını, yarın zerre miktarı hayrın ve şerrin hesabının sorulacağı günde imtihanı kazananlardan olmak için bu yola çıktığımızı bize öğretmiştir. Bizim bir inancımız var. İnandığımız gibi yaşamak isteriz. Başkasını bizim gibi inanmaya zorlamayız. Baş başa bağlı, baş Hakk’a bağlı anlayışıyla çalışmalarımızı yürütürüz.” dedi.

Saadet Partisi Eski Genel Başkan Yardımcısı İlyas Tongüç
Tongüç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bütün çalışmalarımızda, teşkilatların tüm kademelerde var olması, eğitimlerinin temel esaslara göre yapılması, eğitilmiş olan kadroların gece gündüz Hakk’ın hâkim kılınması için vazife alması ve insanlara Hakk’ı anlatma çalışmalarını yaparız.

Millî Görüşçüler topluma; önce ahlâk ve maneviyat olmadan, faizsiz adil ekonomik bir düzen kurulmadan, İslam birliğine dayalı izzetli ve şahsiyetli bir dış politika uygulanmadan hem Türkiye’de hem de dünyada huzurun, barışın, saadetin olamayacağını söyler.

Bunun için var gücümüzle gece gündüz demeden çalışır, Hakk’ın rızasını kazanmaya gayret ederiz. Aynı zamanda batılın karşısında her şartta durmayı, Hakk’ı haykırmayı görev addederiz. Erbakan Hoca’mız ve ardından Oğuzhan Bey, hayatları boyunca yukarıda belirttiğimiz temel esasları muhafaza etmişlerdir. Bu stratejik duruşumuzdan taviz vermeyerek taktikler farklılık gösterse de uygulamalara sadık kalmışlar, asla değiştirmemişler ve değiştirilmesine de müsaade etmemişlerdir.

2018 yılında yapılan ve Millet İttifakı olarak girilen genel seçimlerde Ankara 2. bölge milletvekili adayı olup, seçim sonuçlarında Millî Görüşçülerin baraj engeli olmadığı halde bu ittifaka oy vermediklerini müşahede ettik. Seçim sonuçlarının değerlendirilmesi ile ilgili bundan sonraki sürecin daha dikkatli ele alınması gerektiği konusu partinin yetkili kurullarında açıklıkla ifade edildi. Başkanlık Divanı’nda bütün gelişmelerle ilgili, teşkilat kademelerinde istişarelerin dikkatli biçimde yapılmasını, tabanımızdan aldığım bilgilerle birlikte gerekli uyarıları gündeme taşıdım.

Konu ile ilgili ne yaptığım, hangi konuları gündeme getirdiğim başka bir açıklama konusudur. Geçen zaman içerisinde merhum Oğuzhan Asiltürk Bey, teşkilatlardan gelen bu uyarıların dikkate alınmayıp aynı minvalde politikaların devam edilmesine müteakip, partinin kuruluş amacının dışına çıkıldığını, partinin gidişatının doğru olmadığını, bunu düzeltmemiz gerektiğini, yoksa diğer partilerden her hangi bir parti olacağımızı, sonunda da yok olacağımızı ifade ederek, Millî Görüş hareketinin çalışma yapısı ile ilgili olarak yapmış olduğu istişare neticesinde farklı bir çalışma modeli ortaya koymamız gerektiğini belirterek bendenize genel merkez başkanlık divanı üyeliği devam ederken MİLKO genel sekreterliği görevini de tevdi etmiştir. Görevi devralmamın akabinde, MİLKO kuruluşlarımız ile bundan sonraki çalışmalarımız konusunda gerekli istişareleri yapıp, aylık düzenli toplantılar ve raporlama sistemine başlanıldı. Bu süreçle birlikte MİLKO kuruluşlarımızın müşterek şube başkanları toplantıları, 22 ilde “Hak ve Adalet” konferansları ve “Şuur” dersleri çalışmaları koordine edildi. Bu süreçte partinin kendi çalışmaları ile ilgili olarak teşkilatlardan bazı sorunlar ve hoşnutsuzluklar intikal etmeye başlayınca Oğuzhan Bey, parti içerisinde yaptığı sayısız istişarelerden sonuç alınamamasının akabinde yaşanan bu gelişmeler doğrultusunda kongre sürecine gidilerek, genel başkan ve parti yönetiminin değişmesi gerektiğini 53 tweet atarak, olayları kamuoyu ile paylaştığı teşkilatlarımızın malumudur. Milli Görüş geleneğinde parti politikamız, seçimlere yönelik partiler arası denge politikasını gözetip, seçimlere yakın partinin menfaatine uygun bir tavır kararlılığında iken, Oğuzhan beyin vefatı ile birlikte bu strateji terkedildi ve böylece taraf belirtmek suretiyle toplumun bir kesimine karşı tavır alınması söz konusu oldu.

Bütün bu hususlarda Saadet Partisinin artık kuruluş değerlerinin terkedilmiş olduğunu müşahede ettik. 17 Temmuz 1999 yılında Erbakan hocamızın görevlendirmesi ile başladığım (12 yıl) MGV-AGD genel başkanlığı görevini devrettikten sonra, 17 Temmuz 2011 tarihinde yapılan Saadet Partisi Olağan Büyük Kongresi ile GİK (Genel İdare Kurulu) üyeliği ve akabinde Mahalli İdarelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevlerim 30 Ekim 2022 tarihinde yapılan kongrede sonlandırıldı. Yapılan kongrede Sayın Genel Başkan GİK listesine koymamış, aradan geçen 5 aylık süre zarfında herhangi bir görevin de tevdi edilmemesi ile partideki görevim genel merkezin iradesi doğrultusunda tamamlanmış oldu. Dolayısıyla kongre öncesinde ve sonrasında genel başkanla şahsım arasında herhangi bir görüşme yapılmamış olup Başkanlık Divanı üyeliği, GİK üyeliği, MİLKO genel sekreterliği, Millî Görüş Vakfı genel başkan yardımcılığı görevlerim genel başkanın tek taraflı iradesiyle üzerimden alınmış olup sadece parti üyeliğim devam etmektedir.

Şunu özellikle dava kardeşlerime belirtmek isterim ki, bizim çalışmalarımızda affını isteme veya izin isteme diye bir şey söz konusu olmamıştır, olamaz da. Teşkilat mensuplarımızın bu hususlarla ilgili ortada dolaşan dedikodulara itibar etmemelerini belirtmek isterim.

Bizim hareketimiz, teşkilat çalışmaları öncelikli ve sistematik çalışma yapmak üzere kurulmuştur. Bu çalışma modeli bizim için hayati bir meseledir. Hal böyle iken parti yönetiminin bu modeli önemsememesi partimizin il ve ilçe teşkilatlarında güç kaybına uğramasına sebebiyet vermiştir. Şunu hatırlatmak isterim ki Millî Görüş, Anadolu’nun sigortasıdır. İki milyar insanın saadeti için çalışan topluluğumuzun bu çalışmalardan vazgeçmesi demek tüm insanlık için büyük kayıp olacaktır. Bunun bedelini milletimize ve İslam âlemine acı bir şekilde ödetmeye kimsenin hakkı yoktur. Biz sadece bir parti değiliz. Hakk’ın hâkim olması için çalışan topluluğuz. (İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü men eden bir topluluk bulunsun.

İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.) Âl-i İmrân Suresi – 104. Ayet Bütün yaşananlar sonrasında, bugün parti yönetimi tabanından kopmuş durumdadır. Bu sonuçlar ilmi araştırmalar neticesinde ortaya konmuştur.

Parti yönetimince, meseleler bütün kademelerden kendilerine defaatle aktarılmasına rağmen herhangi bir adım atılmamış, sorunların düzeltilmesi beklenirken onlarca arkadaşımıza görev verilmeyerek dikensiz gül bahçesi oluşturulmaya çalışılmıştır. Millî Görüşçü kardeşlerime sesleniyorum. Parti Genel Merkez yönetiminde artık çözüm kalmamıştır. Bu iş, tabanı oluşturan samimi, gayretli, cefakâr, çileli Millî Görüşçü kardeşlerimizin omuzlarındadır. Şu an da partinin girdiği ittifakın hareketimize, partiye ve millete fayda getirmeyeceği açıktır. Ne olacağını istişare etmeden bir oldubittiye getirilip dayatılan ittifakı ve çıkardığı cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu bu şartlarda desteklememiz düşünülemez. Millet İttifakı’nın 30 Ocak 2023 tarihinde imzaladığı “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”, Millî Görüş prensiplerine uymayan fakat Saadet Partisi’nin de imza koyduğu protokolün bugüne kadar Millî Görüş’ün ortaya koyduğu söylemlerini, prensiplerini, temel esaslarını hiçe saymıştır. Bu böyle gitmez. Tarihi sorumluluk çerçevesinde bu yaşananları siz kıymetli Milli Görüşçü kardeşlerime aktarmayı bir vazife görüyorum. İnşallah 85 milyon milletimiz olarak birlikte Millî Görüş’ün ortaya koyduğu hedeflere ulaşacağız.

Allah’ın rahmetinin ve bereketinin hepimizin ve bütün müminlerin üzerine olmasını temenni ediyorum. Allah’a emanet olun.

Saygılarımla…”